
Abbasağa’da bu hafta esintili, kurak ve çok gürültülüydü. Yapay gürültüye rağmen büyük baştankaraların ispinoz taklidi yaptıklarına kulaklarımla şahit oldum! Doğrusu endişelendim, yoksa ormanda ispinoz diye adlandırdığım bazı sesler aslında baştankaralar olabilir miydi? Sesler konusunda çok daha dikkatli olmak lazım. Duyduğum ve gördüğüm diğer kuşlarsa: ebabillerin son temsilcileri, gümüş martılar, leş kargası, yeşil papağan ve belki yine bir alaca ağaçkakan?
Karahindibalar solmuşlar, bir tür düğünçiçekleriyse açmışlar. Çiğdemlerden ise hala ses seda yok. Parkın en güzel sararan ağacı ise aşağıda, türünü tahmin edebilecek olan var mı?
Abbasağa parkının orta bölümünde çoğunlukla çınarlar var. Porsuklar da bu bölümde. Gözlem noktam ve parkın güney batı tarafında ise geçtiğim yazıda bahsettiğim serviler bulunuyor. Bunların bir kısmı çok yaşlı olsa gerek. Biri de tam karşımda, çocuk parkının tam ortasında. Ne manidar!

Bu hafta parkta gözümü alan bir diğer kare de aşağıda…

Bu arada parkın büyüklüğü şöyle:
porsukla İstanbul Üni.nin Beyazıt’taki bahçesinde tanıştım ve o zamandan beri en sevdiğim ağaç ünvanı onda! ne kadar güzel bir ağaç.. “english yew” imiş İngilizcesi de..
benim de ilk beşimde yer alır. harika bir ağaç!
incirin meyvesini merakla bekliyorum:)
Sordugun kavak mi acep?
Buralarda da bir cam agacinin dibine, erguvan yerlesivermis! Iki agac karsilikli. Tohum uzaga dusmemis ama ikisinin arkadasligi, dostlugu ilginc!